codename: staj, day: unknown

sevgili staj günlüğü,

iki gündür sana yazmadığımın farkındasındır umarım. seni krank'a benzettiğim için bana trip atıyorsun, ben de buna kızıp sana yazmıyorum. oh olsun.

hemen alınma be günlük, şaka yaptım. ama sende sor bir neden yazmıyorsun abi? diye. bende sana cevap vereyim: staj olmadı ki neyini yazayım.

şimdi tam olarak şöyle oluyor günlük. perşembe sabahı (sabah dediysek saat 10.30 gibi) ben, büroda ayak işleriyle uğraşırken tüm bilgisayarlara aynı mail düşüyor: öğle yemeğinden sonra saat 14.00'da tüm stajyerler toplantı salonunda hazır bulunsun. ilk tepkimiz herhalde birkaç stajyer haddini aştı, bu yüzden de kulağımızı çekecekler yönünde. çok da iplemiyoruz tabi. (3. çoğul şahıs eki kullanıyorum, biliyorsun büroda 3 kişiyiz günlük) ne de olsa tuzumuz kuru.

kısa geçelim, toplantı salonuna giriyoruz ve elimize bir kağıt uzatıyorlar. kan sayımı, akciğer röntgeni falan da istiyorlar normal karşılanabilecek diğer belgelerin yanında. ne oldu ki acaba? derken olayı açıklıyorlar. sabah stajyerlerden biri bayıldı, sorun oluştu diyorlar ve ekliyorlar: bu belgeleri tamamlamadan staja gelmeyin, bugün (perşembe) 16.00 vardiyasıyla beraber çıkıyorsunuz, cuma izinlisiniz, belgeleri tamamlayamazsanız pazartesi de izinlisiniz.

eee'si işte bu günlük, yazacak bir şey olmadığı için sana yazmadım. malum sen staj günlüğüsün, sana sadece stajla ilgili şeyler yazıyorum. peki bunu neden daha erken yazmadın? diye soracak olursan da sayfanı yırtarım günlük; canın acır. şuna bak, artist midir nedir?

Hiç yorum yok: