geyikli tayt ve entropinin artma prensibi

merhaba!

aylar sonra, yeni bir yazı yazma hevesiyle bloga giriş yapıyorum ama baştan söyleyeyim, konum pek bir heves kırıcı.

dünya, the global commission of drug policy gibi boş işlerle uğraşan yüzlerce kurum/kuruluş barındıran bir çöplük. bir şey yapıyor görünmek adına hiçbir şey yapmamanın güzel bir yolunu bulmuşlar, paşa paşa takılıyorlar. örneğin bunlar; eroinin, esrarın arkasına sığınıp oksijenin dünyadaki en keyif verici madde olduğu ve bağımlılık yarattığını insanlara açıklamayarak, insanlığa ihanet ediyorlar.

tüm işi gücü bırakıp dihidrojen monooksit kullanımının tüm dünyada yasaklanmasına yönelik kampanyanın bir benzeri kampanya ile insanların oksijen tüketmesini yasaklamak için mi uğraşsam diyorum. zaten bana bir dayanak noktası verseniz, dünyayı yerinden oynatırım.

ya da ben böyle düşünüyorum. zira başka türlü, bu geyikli taytı bulan adamın aklından geçenlere anlam vermekte zorlanıyorum. bunu giyenin kafasına değinmek istemiyorum bile! yukarıda yazdığım tüm bu laf kalabalığı da geyikli tayta bir açıklama getirme zorunluluğundan kaynaklanıyor. nedensellik. gerçi merovingian ne demişti?

"what is the reason? soon the why and the reason are gone and all that matters is the feeling. this is the nature of the universe. we struggle against , we fight to deny it; but it is of course, a lie. beneath our poised appearance we completely out of control."

kontrol dışına mı çıkıyoruz? tıpkı o geyikli taytı ilk kez gördüğümde olduğu gibi mi? yaşadığım büyük travma? peki o suflenin üzerindeki geyiği nasıl açıklayacaksın? rorschach mürekkep testi'ne girsem, bundan önceki hayatımda geyik olduğum ortaya çıkabilirdi. hayır, o her yerde. ama nereye baksam. geyik, geyik, geyik. kelebek etkisi, süregelen tepkimeler, sürekli artan etki.

+ sürekli mi artıyor? yani entropi gibi mi?
- evet!

termodinamiğin ikinci kanununun sonuçlarından biri de "kapalı sistemlerde entropinin (düzensizliğin) sürekli olarak artması"dır. açık sistemlerde de entropi artar ancak dışarıdan etki ile entropi artışı nötrlenebilir. olayın ciddiyetinin anlaşılması açısından (olayın felsefi yönünü bir kenara bırakarak) söyleyelim, kimi fizikçiler dünyanın sonunun entropinin artması yüzünden geleceğine inanır. kimileri de dünyanın kapalı bir sistem olmadığını belirtir ve buna karşı çıkar. ancak şu gerçektir ki, tüm bu ikilik termodinamikteki "sistem" tanımının kaypaklığından kaynaklanmaktadır. kime göre? neye göre? biraz daha yukarıya dönelim: bkz. nedensellik.

daha detayına girmeden, özetle, eğer her şey mükemmel olsaydı, entropi üretimi "0" (sıfır) olacaktı ve geyikli taytlarıyla arz-ı endam eden hanım kızlarımızın sayısında bir artış gözlemlenmeyecekti. belki bana artıyormuş gibi gelmeyecekti. belki de hiç geyikli tayt diye bir şey olmayacaktı. tabi, mükemmel olsak bile ne yazık ki eller günahkar ve biz sadece "i have a dream" demekle yetinebiliyoruz.

iyi günler!