kötü geçen vize haftasından sonraki şemsiye acısının hissedildiği ilk gün, bloga kavuşmanın(!) verdiği sevinç, önümüzdeki hafta sonu yapılacak açık öğretim sınavlarına hazırlanma gereksinimi(?).
tüm bunlar nedir peki? my past, present, future.
abarttım tabi. böyle past, böyle future mı olur lan? gören de tenses in english kitabının yazarı sanacak beni.
gerçi, yukarıda saydıklarımdan umrumuzda olan tek şey blog :b fazla ders çalışmaktan, (kime göre? neye göre?) bloga; vize haftasında olduğumuzu yazmaya fırsat bile bulamadık! bu kadar meşguldük işte. evet, sizde gördünüz parantez içinde "kime göre? neye göre?" yazıyor. açalım konuyu.
burada önemli olan "kim?" soru zamiri. biz siz onlar zamir öbekleri olarak bu kelimeden daha anahtar bir kelime bulamazdık zaten. tıpkı termodinamik tabloları gibi. (benzetmeye gelll) eline aldın mı kitabı, "referansın kim senin birader?" diye sorarlar adama. ben de derim ki: "25ºC sıcaklık ve 1 atm basınçta azotun oluşum entalpisini +472,650 kJ/kmol kabul ettim abi." sonra artistlik yapan adam oturur yerine. sonra insanlar el ele tutuşur, birlik olur, sonsuzluğa uzanır.
okulda durum böyledir. çalışmak yetmez, sıfatı çancı olanlardan daha çok çalışmak gerekir ki bu bile bazen yeterli olmaz. 1-2-3 tıp'taki gibi. ararsın, "ps oynuyorum" derler. telefonu kapattıkları gibi üçüncü tekrarın üstünü çizip dördüncü tekrara başlarlar. sen de salaş yaşam formu olaraktan sağda solda gezersin.
o da değil de; ben bu şemsiyeyi ne zaman almıştım, ne ara oraya girdi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder