izdüşüm

en son yazımızın üzerinden bir sene geçmiş.
-lanet olsun dostum aşağıdaki yazıyı kim yazdı hea?
-üzgünüm ama konuya giriş yapabilmek için bu iğrençliğe ihtiyacım vardı.

evet efendim, bültenimize yılbaşından derlenmiş haberlerin turuyla devam ediyoruz. bir nevi "yeni yılın üstten görünüşünü çiziniz. (15 Puan)" sorusunun yanıtını veriyoruz. merak edenler okumaya devam etsin, etmeyenler sonraki bloga tıklasın ne biliyim?


saat 17.45 civarı, ismi önemsiz süpermarketin içki reyonunun önü

eskişehir'de soğuk geçen bir yılbaşı gecesi. diğer günlerden farklı bir yanı yok hani varsa da o fark bize yansımamış. cebimizdeki parayı barlara bağışlamaktansa; sıcak arkadaşlık ortamı içinde çin malı kalitesiz plastik ve kartondan yapılmış tombala oynamayı, trt'de yeni yıla girmeyi tercih edenlerdeniz biz.

yediniz mi?
yemediniz.

yukarda yazdığımın kısmen doğru olduğunu kabul edelim şimdi. evet, bu yılbaşı "eller havada kop kop" olaylarına uğramadık. hatta sade birer vatandaş gibi "kırmızı don uğur getirir" ya da "yeni yıla nasıl girersen öyle geçer" geyiklerine bile girmedik.

işin aslına gelelim, evdeydik efendim. viski, cips ve fındığın eşliğinde yayıla yayıla oturup geyiğin dibine vururken yakalandık 2009'a. "ay yazıkk" bakışları fırlatmayın ekrana, görüyorum buradan ayıp oluyor ama.


terlik ve ayak bana ait, evet.

şimdi bu yazıda; rakı bira kardeş tekila kalleş diye bağıran sarhoştan, sevgilisiyle fantazilerini bizimle paylaşan insancıktan, doktorlar caddesinde halay çekenlerden, yanındakini d@nGeRouSs sanıp derdini anlatan salak çocuktan (kim ki bu dankek?), ikinci birada leyla olup sokakların bokunu çıkartanlardan, sabaha karşı açık internet kafe arayan ilginç insan topluluğundan bahsedersek işin içinden çıkamayız. orasını da sizin hayal gücünüze bırakalım ;)

küçükçük not: aslında, uyandığında değişen tek şeyin takvim yaprakları olduğunu anlamak çok zor değilmiş.
küçükçükçük not: sabaha kadar death note! x)

Hiç yorum yok: